HSK KARARINDAN DÖNSÜN, 6284 SAYILI YASA ETKİN UYGULANSIN

Koronavirüs salgını nedeniyle, acil işler dışındaki her işin ve duruşmaların ertelenmesi için Adalet Bakanlığı’nın açıklamaları sonrasında HSK 30.03.2020 tarihinde ülke çapında salgın riskine karşı alınan tedbirler kapsamında yargılama faaliyetlerine ilişkin birtakım kararlar almıştır. Bu kararlardan bir tanesi de “6284 Sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerin korona virüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi gerektiği”ne ilişkin karardır. Ucu açık şekilde açıklanan bu kararın kadınların şiddet uygulayanlarla aynı evin içine sıkıştırılması anlamına geldiğini biliyoruz. Koronavirüs salgını ile birlikte EvdeKal çağrıları yapan hükümet politikaları ile birlikte HSK’nın bu kararı, 6284 sayılı yasanın kadınlar için uygulanamaz hale getirilmesi anlamına gelmekte ve kadınların yaşamlarını daha da tehlikeli bir duruma sokmaktadır.

Birleşmiş Milletlerin 2019 yılında yayınladığı raporda kadınlar için en tehlikeli yerin “evleri” olduğu belirtilmiştir. Kadın cinayetleri verilerinde kadınların en çok evlerinde öldürüldükleri görülmektedir. Yine pek çok kadın örgütünün yapmış olduğu araştırmalarda evde kalma sürecinde kadına yönelik şiddetin arttığı ve artmaya devam edeceğine yönelik veriler söz konusudur. Bu gerçekler gözümüzün önünde dururken kadınlar yaşam hakları yok sayılarak şiddet uygulayanlarla baş başa bırakılamazlar.

Kadınların evde erkek şiddetine tamamen açık olduğu bu ortamda İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın daha etkili uygulanmasına yönelik tedbirlerin alınması gerekirken aksine kadınları şiddet kıskacına sokan bu düzenlemeden bir an önce geri adım atılmalıdır. Kadınların yaşamında en az virüs kadar tehlike arz eden şiddetten derhal kurtarılması için bu yanlış karardan dönülmeli ve acilen bir koruma planı hazırlanarak 24 saat işleyen aktif mekanizmalar oluşturulmalarıdır.